2 Nisan 2013 Salı

Orhan Veli Edebiyat Hakkında Konuşuyor (Hoşgör Köftecisi)

"Ben sanatla edebiyatı birbirinden ayırıyorum ve şiiri sanata sokuyorum. Roman, hikâye ve tiyatro edebiyat çerçevesi içine giriyor. Fikir sanatta yer alamıyor. Ama, edebiyat fikre dayanıyor. Bu itibarla edebiyatın halk kitlelerine bir şeyler söylemesi lazım. Okur-yazarları halka doğru götüren bir edebiyat isterim. Yani edebiyatın çoğunluğa hitap etmesini istiyorum. Çoğunluk okuyup anlamalıdır. Anlayabilmesi için de edebiyatta kendi meselelerinden bahsedilmesi lazım… Bugünkü dünyada çoğunluğu fakir halk teşkil ediyor. Demek ki edebiyat da onların edebiyatı olacaktır. Kahramanını onun içinden seçecek, hayatını o hayatın içinden alacak ve ara sıra onun meselesinden bahsedecektir. Bizde bu telakkide bir edebiyat üzerinde çalışanlar var. Bunların birtakım kusurları göze çarpıyor. Henüz mükemmel değildirler. Fakat aynı yoldan yürüyecek olan edebiyatçılar bu işi daha mükemmel bir hale getirebilirler. Bunun için şartlardan bir tanesi de dilin konuşulan dilden azami derecede faydalanmak suretiyle zenginleştirilmesidir. Dili kelimelere karşılık bulmaktan ibaret sayan Dil Kurumu gibi müesseseler var, bunların yolu yanlıştır. Dilin zenginleşmesini müesseselerden değil, sanat adamlarından beklemeliyiz."

21.3.1947 tarihinde Tasvir’de yayımlanan bir Orhan Veli söyleşisinden (Bahadır Dülger)

Çok sevgili kardeşim Ahmet’in armağanı olan Hoşgör Köftecisi’nin sonunda yer alan “Orhan Veli Edebiyat Hakkında Konuşuyor” bölümünden aldığım bu parça ile ilgili sizlerin de düşüncelerini merak ediyorum.

Ben hak veriyorum Orhan Veli’ye.



İçerisinde 6 adet kendi kaleminden 1 adet de kendisi tarafından çevirisi yapılmış toplamda 7 öykü ve bir de söyleşi barındıran bu ufacık tefecik ama aynı zamanda da sıcacık öykü kitabını herkese büyük şiddetle tavsiye ediyorum. Öykülerden hangi birini daha çok beğendiğim konusunda kararsızım ama bildiğim tek şey ağzımda şahane bir tat bıraktığı herbirinin ayrı ayrı.

Arka kapakta da yazdığı gibi:

Hoşgör Köftecisi okurlarının, “keşke genç yaşta kaybetmeseydik de, o güzel şiirler gibi bu güzel hikâyelerden de daha çok yazsaydı” diyeceğini düşünüyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder